Yabani vişne eriğin kuzenidir. Aynı zamanda, tatlı yabani vişne ya da tatlı kiraz olarak bilinen Prunus avium Orta Doğu gibi Avrupa’ nın da yerlisi olur. Neolitik atalarımız tarafından bilinirdi ve atalarımız üzümlerden yapılan şaraptan önce suyunu çıkarmak için meyveleri ezerlerdi.
Athenaeus, Derprosophistai Kitap II’ de, Theophrastus’ un bitkiler üzerine olan tezinden bir alıntı yapar. M.Ö 4. yüzyılda, Theophrastus demiştir ki:
Kenasos (kiraz), büyük gelişime sahip ve kendine has karakteri olan bir ağaçtır; 24 genlik bir uzunluğa sahiptir. Yaprağı muşmula yaprağına benzer fakat dayanıklı ve daha geniştir; kabuğu ıhlamur ağacının kabuğu gibidir, armudu ve muşmulayı andıran küçük çiçeklerden oluşan ve kolay şekil alan çiçeği beyazdır. Meyve kırmızı renklidir, şekil olarak fasulyeye benzer fakat çekirdeği hassastır, kolay kırılır.
Athenaeus’un kitabına mazeret olarak hizmet eden masanın etrafındaki bu edebi referansların tartışmasına Larensis adlı bir Romalı müdahale eder.
Siz Yunanların sahiplendiği birçok şey var, sanki onlara siz isim vermişsiniz ya da onları keşfeden ilk kişilermişsiniz gibi; ama Mithridates ve Tigranes’i fetheden Romalı general Lucullus’un bu ağacı Pontus’un bir şehri olan Cerasus’tan ilk kez italya’ya ithal ettiğinden bihabersiniz. Roma tarihinin kaydettiği gibi, bu general meyveye şehrin adından dolayı cerasus demiştir.
Ama kendinden emin Daphnos ona karşı çıktı: Yaa! Yıllar önce sözü edilen Lucullus ve Kral Lysimachus döneminde yükselen, İskender’in varislerinden Siphnos’lu Diphilos, kirazlardan şu sözlerinde bahsetmişti: ‘Kirazlar sağlıklı ve suludur ama çok besleyici değildir; özellikle çiğ yendikleri zaman sağlıklıdırlar. Kırmızı Milesian türleri işetici olduğundan dolayı daha faydalıdır.’
Bu tartışma o zamandan beri devam eder. Ünlü bir gurme ve general olan Pliny de Lucullus’u desteklemiştir ve yurttaşlarına söylenmesi gereken pek çok şey vardır: Pliny’nin büyükbabasından bu yana kirazın varolan çeşitlerini geliştirmişler ve kısa zamanda kırmızı, siyah ve alaca renkli kiraz elde etmişlerdir. Çağdaş botanikçiler sonunda kirazın kökenlerini ayırdılar. Prunus avium denen yabani tatlı kiraz, bugünkü iki gruba ayrılan tatlı kirazların atasıdır. Bu gruplardan birincisi olan Bigarreau, sert, buruşuk meyvelerdir, suları renksizdir. Burlat, Marmotte ve Napolyon kirazlar bunlardandır. Son isimlendirmeler 19. yüzyılda yapılmıştır. Diğer bir grup ise Guigne ya da Gean’dır. Bunların meyveleri yumuşak ve suları koyu renklidir. Hatif de Ceret, Early Rivers ve en iyi Haziran kirazları bunlardandır. Fakat ekşi kirazlardan olan kara Morellos ve kırmızı Amarelles ya da Griottes, Prunus cerasus’un soyundan gelir ve en iyi reçeller bunlardan yapılır.Orta Çağ’ın sonunda, kiraz Fransa’da, Almanya ve İngiltere’de ünlü olduğunda, birçok kiraz bahçesinin bulunduğu Montmorency bölgesindeki yetiştiriciler, ağaçların ayaklarını beyazla boyayarak ve bunları ılık suyla sulayarak, meyvenin gelişimini hızlandırmayı denediler. Fakat Marlet’e göre, gerçekten de önceki türler 17. yüzyılın başlarında, bodur ağaçların aşılanması ve kiraz ağaçlarının sarmaşık olarak yetiştirilmesiyle yaratılmıştı. Küçük meyveli ve az sulu olan ama meyvelerden ilki olduğu için çok talep gören Nanterre, bu ilk türlerdendi.
Kirazın Diyetetiği
Kiraz yüksek oranda potasyum içerdiği için (100 gramda 250 mg), her zaman idrar söktürücü olarak tavsiye edilmiştir. The Salerno School ondan şöyle bahseder:
Kiraz, güzel meyve, ne nimetler bahşedersin!
Tatlı tadınla duygularımızı temizlersin
Her damara temiz kanlar yollayarak
Safra taşından muzdaripleri refaha erdirirsin.
Günde en az bir kilo alınması suretiyle tamamen kirazdan oluşan bir temizleme diyeti vardır. Meyvedeki selülozun toksinleri atarak bağırsakları temizleyeceği düşünülür. Ancak, kimse doktor tavsiyesi olmadan buna bel bağlamamalıdır; sindirim fermantasyonu gibi yan etkileri vardır ve eğer aynı zamanda sıvı tüketirseniz midede ödem yapar ve küçük sindirim sistemi şişer.
Kiraz besin yönünden çok zengin değildir. 100 gramda 60 kalori içerir ve 12-17 gr arası şeker (fruktoz) sağlar. Kolay sindirildiği için şeker hastaları tarafından yenilebilir. Bütün kırmızı meyvelerde olan A ve C vitaminin yanında, B vitamini içerir. Kirazdaki mineral tuzu yukarıda bahsedilen potasyumu, sodyum, magnezyum ve kalsiyumu da kapsar.
Kirazın çöpü, kan pıhtılaştırıcı ve sidik sökücü olarak kullanılır ve kiraz kabuğu ateş düşürücüdür. Kara kiraz, mayalanıp damıtılarak şarap olur. Daha ucuz bir tür olan kirsch fantisie, düşük kaliteli bir alkoldür ve prüsik asit ve çekirdek içiyle tatlandırılır.
Kiraz tartlarında ve payları doldurmak için kullanımının dışında, kirazlar kristallendirilir, reçeli yapılır ve eau-de-vie, şarap ya da kiraz şerbeti olarak şişelenir. Güzel beyaz şarapta demlenen kiraz yaprakları iyi bir aperatiftir.